Sosyal Medya

Güncel

28 Şubat’ın hedefi İslâm’dı

Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ise, İsrail’e darbeden kısa bir süre önce gitmişti. Çevik Bir, Amerikan dergisine verdiği



Postmodern darbe”nin üzerinden 19 yıl geçti- Türkiye’de bin yıl süreceÄŸi iddia edilen 28 Åžubat kararları, toplumda muhafazakar kesim baÅŸta olmak üzere binlerce insanın iÅŸten atılmasına, binlercesinin ise eÄŸitim hakkının elinden alınmasına yol açtı. Fazilet Partisi’nden 1999’da milletvekili seçilen ancak başörtüsü nedeniyle TBMM’de yemin ettirilmeyen ve göreve baÅŸlamadan milletvekilliÄŸi düşürülen Doç. Dr. Merve Kavakçı Ä°slam, 28 Åžubat süreci nedeniyle hayatının yarısından fazlasını Batı ülkelerinde geçirmek zorunda kaldığını belirterek, “28 Åžubat’ı yapanların vebali çok büyük” dedi.

Ä°slam, 28 Åžubat sürecinde yaÅŸadıklarını anlattı. “Alttaki sancının su yüzüne çıkması” olarak da düşünülebilecek 28 Åžubat’ın, Cumhuriyetin kuruluÅŸundan beri ülkede yerleÅŸtirilmek istenen, Batı’nın üstünlüğü fikri üzerinden üretilen, oryantalist deÄŸerler sisteminin muhafaza edilmesi için yapıldığını belirten Ä°slam, 28 Åžubat’ın sadece 90’lı yıllara ait bir durum olmadığını ifade etti.     

“28 Åžubat’ı, Ä°skilipli Atıf Hoca’nın Åžapka Kanunu’na itiraz ederek, kimliÄŸinden ödün vermemek için sarığını başından çıkartmak istememesi sebebiyle idam edilmesinden bağımsız düşünemeyiz” diyen Ä°slam, 28 Åžubat’ın “halka, millete, Anadolu’ya karşı yapılmış bir darbe” olduÄŸunu kaydetti.      

Bu ülkenin halkına, Anadolu’ya karşı yürütülen baskıların, 90’lı yıllara ait olmadığını dile getiren Ä°slam, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:  “O yüzden de su yüzünde dağın gözüken tarafı olarak nitelendirebileceÄŸimiz, ülkemizi, 10, 20, 30 yıl sosyo-ekonomik ve siyasi anlamda geriye götüren bir müdahaledir. O dönemde çok sıkıntılar çekildi. Bunu halk olarak hep beraber çektik. Dönemin Müslüman siyasetçileri ve onların partilerine yansıması, hadiselerin ‘arka bahçeler’ olarak nitelendirilen bir imam hatipler diskuru üzerinden yürütüldü. Bu ülkenin hem dinine hem ilmine hem de milli deÄŸerlerine sahip çıkan hem de ilerlemesini isteyen nesillerin önünü kesmek amacıyla imam hatiplerin kapılarına zincir vuruldu. Ancak kin ve nefret o denli büyüktü ki, sadece onları görmedi, hedef alanlar. Yani imam hatipleri ortadan kaldırmak ve dindar nesle ket vurmak, onların yetiÅŸmesine engel olmak amacıyla meslek okullarının tamamını da kapattı. Yani sadece dindarlar etkilenmedi. Ancak ülkemizdeki Hıristiyanların, Yahudilerin, Ermenilerin, diÄŸer azınlıkların dini eÄŸitimlerine karışmaksızın Kur’ani eÄŸitime odaklandı ve Kur’an-ı Kerim’in 12 yaşından küçük çocuklarımıza evde veya dışarıda, yani özel hayatınızda bile olsa öğrenimini engelledi. Sadece yazın devletin açtığı Kur’an kurslarına giderek belli saatlerde, fazlası deÄŸil ancak orada Kur’an-ı Kerim’i öğrenebilirler gibi engeller çıkarttı.” 

“Ä°SLÂM’LA SAVAÅžMAK Ä°STEDÄ°LER”

Ä°slam, bu düzenlemenin ardından çocuklarına Kur’an-ı Kerim eÄŸitimi vermek için evine gelen hocayla yolunu ayırdığını anlatarak, ÅŸunları kaydetti:     

“Onun da başına bir sıkıntı gelsin istemedim, kendi başımıza da sıkıntı gelsin istemedim. Otorite, bunu yürütmeye koymanın da takipçisi de oldu. Yani dönemin DSP, MHP ve ANAP koalisyonu.

Åžimdiki nesillerimiz tam anlamıyla bilemeyebilirler, o günün DSP’si, bugünün CHP’sine karşılık geliyor. O dönem DSP’de olan birçok milletvekili hâlâ CHP’de. MHP aynı MHP’ydi. Devlet Bahçeli, o dönemde de bunu imzalayan, bunun başında duran ekibin içerisinde. Ve de ANAP. ‘Siyasi hayatıma mal olsa bile bu 8 yıllık kesintisiz eÄŸitimi kanunlaÅŸtırarak, imam hatiplerin ve dolayısıyla bunu arka bahçesi olarak görüyor olmaları gereken dindar siyasetin önünü keseceÄŸim’ anlamında sözlerle bunun başını Mesut Yılmaz çekti. Ne acı, ilginç, ibretliktir ki siyasi hayatına mal oldu.”     

  “BÄ°ZÄ°M GÄ°BÄ°LER AMA BÄ°ZLERDEN DEĞİLLER” 

Merve Kavakçı Ä°slam, bu dönemde toplumun büyük bir kesimine tesir eden bir darbe gerçekleÅŸtiÄŸini vurgulayarak, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü: "Hedef Ä°slam’dı. Ä°slam’la savaÅŸmak istediler. Bu saikle yola çıktılar ve MGK’nın tavsiyeymiÅŸ gibi adlandırılan, aslında emirden çok emir niteliÄŸindeki kararlarına baktığımızda bunu çok bariz ÅŸekilde görmekteyiz. Bunu BatılılaÅŸma adına yaptılar. Batı’nın varoluÅŸsal anlamda, yaratılış itibarıyla doÄŸrudan üstün olduÄŸunu, yani Müslümanların BatılılaÅŸması gerektiÄŸi saiki ve görüşüyle yaptılar. Gözleri de bir ÅŸey görmedi. Ben bu kesime ‘içimizdeki Batıcılar’ diyorum. İçimizdeki oryantalistler diyorum. İçimizdeler, bizden gibiler ama bizden deÄŸiller."

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.